English | Turkish | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | grow into (something) v. | zamanla büyüyüp (bir şey) olmak |
Phrasals | grow into (something) v. | zamanla gelişip (bir şey) olmak |
Phrasals | grow into (something) v. | zamanla olgunlaşıp (bir şey) olmak |
Phrasals | grow into (something) v. | bir yeteneği/beceriyi zamanla geliştirmek |
Phrasals | grow into (something) v. | zamanla (bir şeye) uygun hale gelmek |
Phrasals | grow into (something) v. | büyüyüp (bir şeyin) içini doldurmak |
Phrasals | grow into (something) v. | bir ölçüyü/bedeni dolduracak kadar büyümek |
Phrasals | grow into (something) v. | kötüleşip (başka bir şeye) dönüşmek |
Phrasals | grow into (something) v. | yoğunlaşıp (başka bir şeye) dönüşmek |
Phrasals | grow into (something) v. | şiddetlenip (başka bir şeye) dönüşmek |
Phrasals | grow into (something) v. | (bir şeyin) içine doğru büyümek |
Phrasals | grow into (something) v. | büyüyüp (bir şeyi) istila etmek |
Phrasals | grow into (something) v. | büyüyüp (bir şeyi) kaplamak |
Phrasals | grow into (something) v. | büyüyüp (bir şeyin) içine yayılmak |
English | Turkish | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | grow up into (something) v. | büyüyüp (bir şey) olmak |
Phrasals | grow up into (something) v. | olgunlaşıp (bir şey) olmak |
Phrasals | grow down (into something) v. | (bir şeyin içine) doğru uzamak/büyümek |
Phrasals | grow up into someone or something v. | olgunlaşıp biri/bir şey olmak |
Phrasals | grow up into someone or something v. | büyüyüp biri/bir şey olmak |